Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği)

Çocuklara uygulanan her türlü tedavi ve koruyucu diş hekimliği işlemlerini yapan, bu konuda özel eğitim almış diş hekimlerine pedodontist (çocuk diş hekimi), bu diş hekimliği dalına da pedodonti (çocuk diş hekimliği) denir.

Pedodonti temelde 2 kısma ayrılır:

A- Oluşmuş problemlerin tedavi edilmesi

Çocuklarda dikkatli bir beslenme (yapışkan ve şekerli gıdalardan mümkün olduğunca kaçınıp, sağlıklı beslenme kurallarına uyma) ve doğru diş fırçalama tekniklerinin uygulanması ile çürüklerden korunmak mümkündür. Bir çürük meydana geldiğinde bunun nedeni tespit edilmeye çalışılmalı ve çocuğun diğer dişlerinin sağlığı korunmalıdır. Çocuklar çok küçük yaşlarından itibaren (6 ay-1 yaş) diş hekimine götürülmeli. Hem çocuğun bu ortamla tanışarak korkmadan gelebilmesi sağlanmalı hem de ebeveynler çocuklarının diş sağlıklarını en üst seviyede tutmak için neler yapmaları gerektiğini öğrenmelidir.

1- Çürük

Dişteki çürük kısım temizlenerek duruma göre kalıcı veya geçici dolgu ile tedavi edilir. Bazı durumlarda diş dolgu ile tedavi edilemeyecek kadar harap olmuştur. Böyle dişler bazen çekilmek yerine çocuklar için özel olarak hazırlanmış ‘cap’ler ile örtülerek bir süre daha ağızda tutulabilir. Son yıllarda çocuklara diş hekimini ve diş hekimine gitmeyi sevdirmek amaçlı renkli dolgular üretilmiştir. Kliniğimizde de kullanılan bu malzemeler sayesinde dolgu yaptırmak bir oyun haline gelmektedir.

2-Kırık

Çocuklar sıklıkla düşer ya da dişlerini bir yerlere çarparlar. Bunların sonucunda ön dişlerine zarar vererek yıllar boyunca rahatsız olacakları ya da sık sık diş hekimine gitmelerini gerektirecek problemlerle karşılaşırlar. Diş hekiminizin hazırlayacağı basit bir ağızlık, yüzün alt kısmına gelecek bir travmanın yaratacağı hasarı engeller. Özellikle futbol, boks, kayak, basketbol, bisiklet, rollerblade, sörf, skateboard gibi sporları yapan çocuklarda, üst çene dişleri üzerine silikon şeffaf bir ağızlık takılır. Bu ağızlığın yastık etkisi yapması sonucu diş travmaları, kırıkları ya da dudak, dil ısırma ve yırtılmaları engellenmiş olur.

Mouthguard’ı olmayan ve ön dişlerine darbe alan bir çocuğun dişi, aldığı darbenin kuvvetine bağlı olarak ya tamamen fırlar ya kırılır ya da dişin canlı kısmı olan pulpası çeşitli derecelerde hasara uğrar. Bu hasar pulpanın ölümüne sebep olursa dişin rengi bozulur ve açık kahverengiden koyu griye uzanan bir renk oluşur. Özellikle spor yapan çocuğunuzun diş sağlığını diş hekiminizin hazırlayacağı bir ağızlık ile koruyun.

3-Darbe

Eğer ön diş tamamen yerinden fırladıysa: Dişi temiz bir gazlı bez arasına koyup, tükürük ile ıslatarak hemen diş hekiminize gidin. Diş hekiminize hemen ulaşamayacaksanız gazlı bezi eczaneden alacağınız serum fizyolojik ile ıslatın ve en kısa zamanda hekiminize ulaşmaya çalışın. En ideali 1 saat içinde tedaviye başlanmış olmasıdır. Eğer şartlar uygunsa diş hekiminiz fırlayan dişi yerine yerleştirecektir (reimplantasyon). Titiz bir uygulama ve sonrasında yapılacak iyi bir bakım ile diş yıllarca çocuğunuzun ağzında kalacaktır.

Eğer ön dişlerinden biri veya birkaçı kırıldıysa: Kırılan parçaları bulmaya çalışın ve hemen diş hekiminize ulaşın. Bu esnada parçaları nemli tutmak önemlidir. Serum fizyolojik ve hatta tükürük bunun için idealdir. Bu parçalar çok kuvvetli ajanlar ile (bonding) yerlerine yapıştırılırlar ve yapılacak her dolgudan daha estetik ve dayanıklı olurlar.

Parçaları bulamadıysanız: Kırılan kısım küçük ise, dişle aynı renk ve formda bir beyaz (kompozit) dolgu yapılır. Kompozit dolguların ağız içi dayanıklılıkları sınırlıdır. Çay, kahve ve kola gibi gıdalarla boyanarak renk değiştirirler. Bunların beslenme alışkanlıklarına ve ağız hijyenine bağlı olarak belli sürelerde yenilenmeleri gerekir.

Kırık büyükse, dişin yarısını ya da daha fazlasını kapsıyorsa, ortalama 17 yaşından büyüklerde porselen laminate veneerler uygulanır. Porselen laminate veneerler hem çok dayanıklı hem de çok estetiktir. Dişin ön yüzeyine yapışan ve kırık bölümü de kaplayan porselen yapraklar şeklinde açıklanabilirler.

17 yaşından küçüklerde ise diş ve çene gelişimi tamamlanmadığından porselen laminate veneerlerin uygulanması doğru değildir. Yine dişin tüm ön yüzeyini ve kırık bölümü içine alan kompozit laminalar yapılır. Fakat malzemeden kaynaklanan problemler vardır ve renk değiştirecekleri için bir süre sonra yenilenmeleri gerekebilir.

Darbeden sonra herhangi bir problem görünmüyorsa: Mutlaka diş hekimi tarafından detaylı muayene yapılmalı ve ilgili bölgeden röntgen çekilmelidir. Muayene ve röntgenden sonra herhangi bir bulgu olmasa bile belirli aralıklarla tekrar periapikal röntgen alınır ve eski filmlerle karşılaştırılır. Burada amaç, dişin canlı bölümünde uzun vadede bir problem olup olmadığının tespitidir. Diş, yıllar sonra bile renk değiştirerek canlılığını kaybeder. Böyle bir durum tespit edilirse kanal tedavisi uygulanarak diş kaybına yol açabilecek komplikasyonlar önlenir.

4-Diş çekimi

Bazı durumlarda çürük, dişin iç kısmındaki canlı (sinir-pulpa) bölüme kadar ilerler. Dişin köklerinden çene kemiğine ulaşan iltihabi bir durum meydana gelir. Çocuğun yüzü şişer, şiddetli ağrısı vardır ve bu dişi ağızda tutmak çocuğun sağlığı açısından doğru değildir. Bu durumda diş buradan çıkartılır. Özellikle bu bir süt dişi ise ve alttan gelen daimi dişin sürme zamanı çok yakınsa hiçbir mahsuru olmayan bir işlemdir. Daimi dişin sürme zamanı yakın değilse mutlaka çekilen dişin yerine bir yer tutucu aparey yapılmalıdır.

Kalıcı bir dişte ise çekim işleminden önce bu karar defalarca gözden geçirilmeli ve gerçekten yapılacak hiçbir şey kalmadığı durumlarda çekim düşünülmelidir. Daimi dişler çekildikten sonra, çocuğun yaşı uygun ise hemen ortodontik tedaviye başlanarak bu boşluk diğer dişlerle kapatılmalı ve alt-üst dişler arasında doğru bir kapanış ilişkisi sağlanmalıdır. Çekilmiş bir daimi dişin yeri öylece bırakıldığında yandaki dişler bu boşluğa doğru eğilirler. Boşluğun karşısındaki diş boşluğa uzar ve bir diş yüzünden ağzın bütün dengesi bozulabilir.

5-Temizlik

Dişlerin üzerinde oluşan bakteri plağı (yiyecek artıkları ve mikroorganizmalardan oluşan beyazımsı, yapışkan tabaka) eğer normal fırçalama ile uzaklaştırılamayacak kadar biriktiyse diş hekimi tarafından temizlenerek uzaklaştırılmalıdır. Bu işlem, bakteri plaklarının uzun vadede meydana getireceği diş taşı ve çürük gibi problemlerin de oluşumunu engelleyecektir. Aynı seansta çocuğa, diş fırçalama eğitimi ve çürüklerden korunma hakkında bilgilendirme de yapılarak tekrar kontrole çağrılır.

B-Problemlerin Oluşmasını Engellemek Amaçlı Uygulanan Koruyucu Diş Hekimliği:

Günümüzde tıbbın her alanında olduğu gibi diş hekimliğinde de, problem oluşmadan durdurma diyebileceğimiz koruyucu hekimlik önem kazanmıştır. Koruyucu diş hekimliği özellikle çocuklarda büyük önem taşır. Zahmetsiz, ucuz ve acısız uygulamalar olduğundan çocukların diş hekimi ile ilk karşılaşmalarının koruyucu diş hekimliği ile ilgili olması tercih edilir.

1-Hijyen Eğitimi

Ağız diş bakımını eksiksiz yapmak ancak yeterli bilgi ile mümkün olur. Diş fırçalama ve diş ipi kullanımının öğretilmesi, beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi ve ağız diş sağlığının öneminin anlatılmasını içeren hijyen eğitimi, eksik bilgi kalmamasını sağlar. Bu eğitim çocuklar için olduğu kadar büyükler için de önemlidir.

2-Yüzeysel Flor Uygulaması

Florid, sudan veya yediğimiz pek çok gıdadan alabildiğimiz doğal bir mineraldir. Çok eskiden beri sularındaki florid oranı fazla olan bölgelerde yaşayanların daha az diş çürüğüyle karşılaştığı fark edilmiş. Bunun nedeni araştırıldığında floridin dişin minesini çürüğe dirençli hale getirdiği saptanmıştır. Önceleri şehir sularının optimal dozda floridlenmesi düşünülmüş ve bazı bölgelerde uygulanmış. Daha sonra ise birtakım yan etkiler görülerek bu doz azaltılmıştır.

Son yıllarda yapılan araştırmalar ise yüzeyel flor uygulamalarının daha önemli olduğunu göstermiştir. Annenin hamileliği esnasında aldığı ya da 6. aydan itibaren çocuğa verilen flor tabletlerinin etkisinin tahmin edilenden çok az olduğu bulunmuştur. Mineyi oluşturan kristal yapı, yüzeye uygulanan floridin etkisiyle aside daha dirençli hale gelmektedir. Böylece daha zor pürüzlenmekte ve çürüğün oluşması zorlaşmaktadır.

Yüzeysel florid uygulamaları, 3 yaşından itibaren başlanabilen ve her 6 ayda bir tekrarlanması gereken basit, acısız bir işlemdir. Çocuğun diş hekimi ile ilk karşılaşması ve 6 aylık periodlarla kontrole gelmesi açısından idealdir. Birkaç dakika süren bu işlem sonrasında çocuğunuzun dişlerinin yüzeyinde depolanan florid, dişleri çok daha sağlıklı ve güçlü yapacaktır.

3-Fissur Sealent

Dişlerin çiğneyici yüzeyleri girintili çıkıntılıdır. Bu çukurcuk ve tepecikler pit ve fissürler olarak adlandırılır. Bu bölgeler oldukça dardır ve genellikle çürüklerin başladığı yerlerdir. Bu bölgelerdeki gıda ve mikroorganizma birikimini ve buna bağlı olarak çürüğü önlemek amacıyla özel akıcı bir dolgu malzemesi kullanılır. Öncelikle bu bölge tam olarak temizlenir ve fissur sealant dediğimiz akıcı dolgu bu bölgeye uygulanır. Işık ile sertleştirilir ve fazlalıkları düzeltilerek cilalanır. Bu işlem sayesinde tüm çürüklerin yaklaşık %70’ini oluşturan çiğneyici yüzey çürüklerinden korunmak mümkün olur. Normal şartlarda uzun yıllar kullanılabilmekle birlikte özellikle buz çiğneme ya da diş gıcırdatma gibi alışkanlıkları olanlarda sık sık kontrol edilmelerinde fayda vardır.

Ağızda ilk kalıcı dişlerin çıktığı dönem uygulama için idealdir. Bu da 6 yaş civarıdır. Diğer azı dişlerinin sürme zamanlarında diğerlerine de uygulanır. Önemli bir nokta, kalıcı dişler sürmeye başladıktan kısa bir süre sonra yaptırmanın (1-2 sene içinde) daha iyi olacağıdır. Çünkü süre uzadıkça çürük oluşma ihtimali artar ve fissur sealant yerine dolgu yapmak gerekebilir. Çürük dişi olmayan büyüklerde de uygulanabilmekle beraber, çocuklarda kullanımı daha faydalı ve önemlidir. Acısız ve çok kolay bir işlemdir.

Nasıl Yapılır?

Bu acısız işleme başlamadan önce sealent uygulanacak yüzeydeki girintilerin tamamen temiz ve bakterilerden uzaklaştırılmış olduğundan emin olmak gerekir. Bu amaçla, özel bir solüsyon yardımıyla dişleriniz hekiminiz tarafından fırçalanarak temizlenir ve kurutulur. Dişin en üstünde bulunan mine tabakası bir jel yardımı ile pürüzlendirilir ve yapıştırıcı (bonding) sürülür, ışık ile sertleştirildikten sonra fissur sealentin bir fırça yardımı ile girintileri doldurması sağlanır ve tekrar ışıkla sertleştirilir. Yükseklik olup olmadığı kontrol edilip üzerine koruyucu cilası sürülür. Basit ve ucuz bir yöntemdir. Acısız ve etkin bir koruyucu prosedürdür.

4-Yer tutucu

Süt dişi, çeşitli sebeplerle (çürük veya kaza) erken kaybedilebilir. Böyle durumlarda alttan gelen kalıcı diş hazır olup sürene kadar, yandaki dişler eğilerek, dönerek kaybedilmiş süt dişinin kalıcı diş için koruması gereken yerini kapatabilirler. Hatta boşluğun karşı çenesinde bulunan diş uzamaya başlar. Eğer erken süt dişi çekiminden sonra gelişim kendi haline bırakılırsa meydana gelen bu hareketler, gelecek sürekli dişe yer kalmamasına sebep olacaktır. Böylece kalıcı diş ya hiç süremeyecek ya da normal yerinin dışında gelişecektir.

Sadece bir süt dişini bile erken kaybetmenin oluşturacağı problemler şunlardır:

Dişler yer değiştireceği için çapraşıklık oluşacak, bu bölgeler rahat temizlenemeyip çürüğe eğilim artacaktır.

Çiğneme zorlaşacaktır.

Daha ciddi ortodontik problemler oluşacaktır.

Sabit Yer Tutucu

Bazı süt dişleri 12 yaşına kadar ağızda durmalıdır. Ancak bu yaşta kalıcı dişler hazır olur ve süt dişleri değişir. Bebekken çıkmış ve çok özenli korunmamış dişlerin bu yaşa kadar problemsiz gelmesi oldukça zordur. İşte yer tutucu denilen bu küçük metal aparey, çocuğun ağzına göre özel olarak hazırlanır ve süt dişinin erken kaybedildiği durumlarda kalıcı diş gelene kadar bu yeri muhafaza eder. Sabit ya da girip çıkmalı olarak (kaybedilen dişin yerine göre) hazırlanırlar. Çok basit fakat çocuğun gelecekteki ağız diş sağlığının temeli açısından çok önemli bir apareydir.

Yer tutucunun bakımı ve korunması için:

  • Yapışkan gıdalardan ve sakız çiğnemekten kaçınınız.
  • Diliniz ya da parmaklarınızla yer tutucuyu itip bükmeye çalışmayınız.
  • Düzenli fırça ve ip kullanarak dişinizi temiz tutunuz.
  • 6 ayda bir mutlaka kontrole gidiniz.
Go To Top